18 Ağustos 2015 Salı

An'larımızın Kıymetini Bilelim


- Çok yoğun çalışıyorum ve kendime zaman ayıramıyorum.
- Derslerden ve sınav stresinden bunaldım.
- Ne zamandır farklı bir yere gidip evden ve çocuklardan uzakta 1-2 saatliğine de olsa baş başa kalamadık.
- Hava çok sıcak ve dışarıda nefes alamadığımız için klimalı yerlere mecbur kaldık.
- Gelecekle ilgili kaygılarımdan sıyrılıp huzurlu bir yerde denizin kokusunu içime çekmek istiyorum.
- Ailemle ya da arkadaşlarımla farklı ve güzel bir yerlere gitmek istiyoruz ama zaman yok.
- Evlilik stresi bizi bunalttı. Ev aramaktan, eşya bakmaktan, davetiye, davetliler, düğün, gelinlik derken kendimizi unuttuk.

Eminim ki bir çoğumuz bu örneklemelerden en az birini yakın zamanlarda dile getirdik :) Tabi bunlara satırlarca eklemeler yapılabilir.
Şimdi atın bu şikayetlerin hepsini bir kenara ve yazacaklarımı okuyun!!

Tüm çaba ve çalışmalarımız gelecek için rahat bir hayat sürebilmek için değil mi? O halde neden yalnızca geleceğe odaklanarak içinde bulunduğumuz zamanı kaçırıyoruz? Zaten dün de bu günü düşünerek geçmedi mi? Peki neden hala yarını düşünmekten kendimizi alamıyoruz? Şikayetlerle doldurup kendimizi mutsuz edecek kadar fazla zamanımız olduğunun garantisi mi var elimizde?

Evet artık silkelenmenin zamanı geldi!  İçinde bulunduğunuz anı yaşamanın, bir daha geri gelmeyecek bu yaşınızın hatta anlarınızın tadını çıkarmanın zamanı. Bu zamana kadar hayat koşuşturmasından kendinizi dinleyememiş "Ben kendim için ne yapıyorum?" sorusunu kendinize sormamış olabilirsiniz. Ya da sorup, henüz cevap verememişken kendinizi başka bir koşuşturmanın içinde bulmuş olabilirsiniz. Belki 18 yaşındasınız, belki 20'li yaşlarınızda, belki 30, belki 40, belki de tam emekliliğinizin tadını çıkaracağınız yaşlardasınız. Harekete geçmek, farkına varmak hiçbirimiz için erken veya geç değil...
Eğer varsa, öncelikle işe küslükleri ve kırgınlıkları bitirmekle başlayın! Annenizin-babanızın-eşinizin-sevgilinizin-arkadaşınızın kalbini mi kırdınız, hemen gönlünü alın. Sarılın, öpün, özür dileyin, sürpriz yapın. Suçsuz olan siz bile olsanız, ikna etmek zor olsa da bunu yapın. Çünkü ertelemek size hiç bir şey kazandırmaz, aksine pişmanlık verebilir.. Bunun sonuç vermeyeceğini düşünseniz de gururunuzu bir kenara bırakın ve yinede deneyin.
Sonra da alın sevdiklerinizi yanınıza neyi en çok özlediyseniz, ya da neyi isteyip de ertelediyseniz onun peşine düşün. Bunu düşünmek bile sizi heyecanlandırdıysa hiç beklemeyin hemen harekete geçin.

Deniz kıyısında yalınayak yürümeyi mi özlediniz; durmayın hemen gidin, yürüyemiyorsanız en azından denize ayaklarınızı sokun ya da deniz kokusunu içinize çekin. Sokakta oyun oynayan çocuklar mı gördünüz; katılın aralarına ve yeniden çocuk olun onlarla. (İsterlerse deli olduğunuzu düşünsünler) Fotoğrafçılığa mı merakınız var; profesyonel olmanıza gerek yok, alın fotoğraf makinenizi -yoksa telefonunuzu- gözünüze  hoş gelenleri fotoğraflayın. Tatile gitmek istiyorsunuz ama şartlar mı el vermiyor; 2 saatlik tatil yapın mesela tüm düşüncelerden arınarak,uzaklarda olduğunuzu hayal ederek, daha önce hiç yürümediğiniz yerlerde yürüyün.  Film yıldızı mı olmak istiyordunuz; en azından çekim yaparken ve sevdiklerinize izletirken keyifli zaman geçirebileceğiniz amatör de olsa kısa film çekin. Yazmak mı istiyorsunuz alın kalemi elinize ve içinizden ne geliyorsa dökün kağıda. Balık mı tutmak istiyorsunuz oltanızı almak veya kendi oltanızı yapmak için ne bekliyorsunuz? Piyano mu çalmak istiyorsunuz; profesyonel olamasanız da, tuşlara dokunduğunuzda tahta çekice hayat verdiğinizi düşünün. Spor mu yapmak istiyorsunuz; size en uygun olanı hemen şimdi seçin. Mutfakla mı ilgilenmekten hoşlanıyorsunuz; hadi sevdiklerinize kendi ellerinizle yeni lezzetler hazırlayın, lezzetli olmazsa da bu tatlı bir anı olarak kalır akıllarda :) Malzemeniz yoksa ekmek üzerine pizza yapın mesela elinizdeki malzemelerle. (Aman eski kaşarlı makarna yapmayın ama kötü kokuyor, tecrübeyle sabit :)

Yani diyeceğim o ki isteklerinizi ertelemeyin. Yarını tabi ki düşünün ama bu günü kaçırmadan... Çünkü bugün sahip olduğumuz enerji, sağlık, yanımızda olan sevdiklerimiz hiçbirimize yarınlar için garanti edilmedi...

Bize verilmiş tüm güzelliklerin kıymetini bilelim.
An'larımızın kıymetini bildiğimiz, sevdiklerimizin elini tuttuğumuz, şükürlerle dolu, güzel ve mutlu günler dilerim.

EdDorine'den sevgilerle :)

4 Mayıs 2015 Pazartesi

10 Dakikada Lezzet Topları

Hindistancevizi sevenler buraya! Yeni ve pratik bir tarifle daha karşınızdayım.


Koko kurabiye seven biri olarak içine toz şeker ve yağ katmadan, hindistanceviziyle arkadaş edebileceğim farklı lezzetler hangileri olabilir diye düşünürken çok sevdiğim bitter çikolata ve  faydaları saymakla bitmeyen yabanmersini yardımıma koştular J

Vakti dar olanların ve üşengeçlerin de kolaylıkla yapabileceği pratik tarifimi vermeden önce bu tarifimizde Hindistan cevizinin faydalarından biraz bahsedelim J

Aslen Fas’lı olan Hindistan cevizi; reflü hastalığının şiddetini azaltır, mide ağrılarına iyi gelir, balgamı keser, kabızlığı gidermede faydalıdır, besleyici ve güçlendirici bir besin kaynağıdır. Dikkat edilmesi gereken nokta ise, Hindistan cevizinin yüksek kalori içermesi nedeniyle kilo alımına neden olabilecek olması. Bu yüzden aşırı miktarda tüketilmemelidir.

Artık gelelim tarifimize;

MALZEMELER
2 adet yumurta akı
2 çay bardağı Hindistan cevizi (Yumurtalar büyükse Hindistan cevizi arttırılabilir, küçükse azaltılabilir)
1 çay bardağı damla çikolata
1 çay bardağı kurutulmuş yabanmersini
1 yemek kaşığı (silme) kepekli un
(İsteğe bağlı ½ çay bardağı pudra şekeri eklenilebilir ama ben eklemedim)


HAZIRLANIŞI
Tüm malzemeleri bir kaba alıp birbirini tutana kadar yoğuruyoruz. Gerekirse biraz daha Hindistan cevizi ekleyebilirsiniz. (Yumurtalar küçükse Hindistan cevizi ölçüsünün tamamını kullanmayın. Ancak yumurtalar büyükse biraz daha Hindistan cevizi ekleyebilirsiniz.)
Karışımı iyice yoğurduktan sonra ceviz büyüklüğünde toplar yapıyoruz ve lezzet toplarımızı yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine yerleştiriyoruz.
Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 8-10 dakika pişiriyoruz.

Sonra da afiyetle çay veya kahvemizin yanında tüketiyoruz, sevdiklerimize ikram ediyoruz :)

                                                                                                                                         EdDorine’den Sevgiler

28 Nisan 2015 Salı

KEÇİBOYNUZU TOZU İLE SAĞLIKLI, ŞEKERSİZ KEK


Şekerin birçok zararı olduğunu bildiğimiz halde çoğumuz maalesef tadına karşı koyamıyoruz.
Yerli yersiz neredeyse bütün hazır gıdaların içinde bulunan, kanser hücrelerinin en çok sevdiği şey olan ve birçok hastalığa davetiye çıkaran şekerin yerine siz de bir alternatif arıyorsanız bu tarifi kaçırmayın derim.

İçinde ne margarinin, ne de kanserin sevgilisi olan şekerin yer almadığı sağlıklı kekimizin tarifine geçmeden önce keçiboynuzunun da yararlarından bahsetmeden edemeyeceğim.
Keçiboynuzu; fosfor ve kalsiyum açısından zengin olduğu için kemik erimesine karşı etkili bir koruma sağlıyor, barındırdığı vitaminler ve mineraller sayesinde diş ve diş eti hastalıklarıyla savaşıyor, içerdiği yüksek ham selüloz sayesinde bağırsak hastalıklarıyla savaşarak bağırsak kurdu ve tenya gibi bağırsak parazitlerinin yok olmasını sağlıyor, kanın zehirli maddelerini temizliyor ve kansızlığı gideriyor, hafızayı güçlendiriyor, konsantrasyonu arttırıyor, düzenli şekilde tüketildiğinde akciğer kanserine yakalanma riskini azalttığı söyleniyor. Bu saydıklarımın dışında daha birçok yararı olan keçiboynuzunu şekerin yerine kullanıldığımızda ise şekerin zararlarından kendimizi koruyarak tatlı ihtiyacımızı karşılayabiliriz.

Ayrıca sıcak içeceklerinizde de kahve ve kakao yerine keçiboynuzu unu kullanarak sağlıklı içecekler hazırlayabilirsiniz. 

Şimdi gelelim kekimizin tarifine;
MALZEMELER
2 Yumurta
1 su bardağı keçiboynuzu tozu
½ su bardağı zeytinyağı
1,5 su bardağı süt
1,5 su bardağı un (Ben kepekli un kullanıyorum)
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
1 çay bardağı iri dövülmüş fındık veya ceviz veya tuzsuz yer fıstığı
1 avuç yabanmersini veya kuru üzüm

HAZIRLANIŞI
Derin bir çırpma kabında yumurtalar ile keçiboynuzu tozunu mikser ile önce düşük, sonra yüksek devirde 2-3 dakika çırpıyoruz.
Üzerine zeytinyağı ile sütü de ekleyip tekrar karıştırıyoruz.
Daha sonra un, kabartma tozu ve vanilyayı ekleyerek tüm malzemeler birbirine karışana kadar mikserle çırpıyoruz.
En son ceviz ve yabanmersinini de ekleyerek tahta kaşıkla azıcık karıştırıp zeytinyağı ile yağladığımız kek kalıbına karışımımızı döküyoruz.
Önceden 180 derecede ısıttığımız fırında pişiriyoruz.
 Kekimiz kabarıp üzerinin çatladığını görene kadar fırının kapağını açmıyoruz.(Yoksa kekimiz kabarmaz)  Üzeri çatladıktan biraz sonra kürdan testi ile içinin de piştiğinden emin olunca fırından çıkarıyoruz ve henüz kek kalıbından çıkarmadan 5-6 dakika kadar üzerini kuru bir bez veya havlu ile örtüyoruz ki yumuşak olsun. 

Daha sonra ters çevirerek kalıptan servis tabağına alabiliriz.

Eğer biraz daha tatlandırmak ve ıslak kek gibi olmasını isterseniz; kalıptan çıkardıktan sonra (henüz tam soğumamışken) yarım çay bardağı keçiboynuzu pekmezini biraz sulandırarak kekin üzerine dökebilirsiniz.


EdDorine Sağlıklı ve Tatlı günler diler :)

22 Nisan 2015 Çarşamba

İstanbul'un Merkezinde Kahvaltı

İstanbul'un merkezi Zincirlikuyu - Levazım'da bulunan Zorlu Welldone'dayız. 


Midpoint ile kardeş marka olan Welldone'da biz bugün güne güzel bir kahvaltıyla başladık. Değişik reçelleri ve enfes menemeni kızarmış ekmekler eşliğinde bi güzel afiyetle yedik☺️ 
Burası öğle ve akşam yemekleri için de ideal. Sağlıklı ev hamburgeri, incecik pizzaları, lezzetli salataları, mis kokulu ızgara köfteleri, ilgili personelleri, rahatlığı ile sık sık tercih edilebilecek bir mekan. Ayrıca limonatası ve kahveleri de oldukça lezzetli.



Bugün hava yağmurlu ve serin olmasına ramen biz çok keyif aldık. Dışarıdaki masaları yağmursuz günlerde hava almak isteyenler için güzel bir alternatif.



Welldone'ın hemen karşısındaki alışılmışın dışında tasarlanmış çocuk oyun alanı ise çocukların ilgisini fazlasıyla çekecek türden.. Çocuklu ailelerin ve kalabalık arkadaş gruplarının da tercih edebileceği rahatlık ve ferahlıkta olması buranın bir diğer avantajı.


Son olarak fiyatlara gelecek olursak, benzer yerlere göre ortalamanın altında diyebiliriz. 
 Bizim kadar keyif alacağınız bol sohbetli güzel bir gün dileriz☺️



                                                                                     EdDorine ve SimDorine'den Sevgilerle






17 Nisan 2015 Cuma

İSTANBUL’DA BALIK KEYFİ

İstanbul’daki en lezzetli levrek nerede?” diyorsanız; benim cevabım Yeşilköy Fırat Balık.
Eğer samimi ve şirin yerleri seviyorsanız; sizi ilk olarak beyaz-mavi şirin mi şirin iki katlı ahşap restoranın dış görünüşü etkileyecek. 

Yeşilköy’ün sakin ve sevimli sokaklarından birinde yer alan Fırat Balık; özenli dekorasyonuyla, Yunan şarkılarıyla, mekan sahiplerinin samimiyetiyle ve tabiki lezzetiyle sizi içine çekecek. Bir kez giderseniz müdavimi olacağınız, kendinizi evinizde gibi hissedeceğiniz bir mekan.
Lezzetlere gelecek olursak; eğer siz de benim gibi patlıcan sevenlerdenseniz, mezelerden Patlıcan Lokum’u mutlaka denemelisiniz. Meze demişken Levrek Salatasını da söylemeden geçemeyeceğim. Karides güveç ve kalamar tava da benim tercih ettiklerim arasında. Bunların yanında olmazsa olmaz ince ince doğranmış peynirli, nar ekşili yeşil salata. 




Tabi bu saydıklarım benim sevdiklerimin başında geliyor, bunlar dışında başka güzel seçenekler de mevcut. Mesela midye seviyorsanız (ben midye sevmediğim için hiç yemedim) midyeli pilavı yiyenler nefis olduğunu söylüyorlar.  
Ancak burada bir ızgara levrek var ki tadı damağınızda kalacak, unutamayacağınız lezzetler arasına girecek. Bir ızgara levrek ne kadar güzel olabilir ki? demeyin! Burada pişen balıklar Mesut Usta’nın yıllarca çalışğı Kumkapı tecrübesinin ardından oğlu Fırat’ın açtığı restoranda devam ettirdiği lezzet sırrı ile yoğrulmalarının ardından servis ediliyorlar. 

İçleri sevgi dolu, sanki evlerine misafirliğe gitmişsiniz gibi sıcacık gülümsemelerle karşılanacağınız, şehrin stresinden arınıp kendinize sakin ve güzel bir akşam ısmarlamak isterseniz bu güzel ailenin işlettiği şirin restorana mutlaka gitmeniz tavsiyemdir :)

                                                    EdDorine'den Sevgiler :)

LA ViTA'dayız


Birbirinden lezzetli kurabiyelerin, rengarenk makaronların , mis kokulu hamur işlerinin ve taptaze pastaların bulunduğu, Nişantaşı Valikonağı caddesinde küçük, sevimli bir pastane…

İçeriye girer girmez güzel kokularla ve güler yüzle karşılanacağınız La Vita’da eminim ki en zoru bu kadar seçeneğin arasında karar vermek olacak.

Hem göze hem de damağa hitap eden La Vita’nın çalışanları da oldukça ilgili ve kibarlar. Benim gözümdeki tek dezavantaj oturacak yerlerinin çok az olması. (içeride bir masa, balkon alanında ve yol kenarında ise yalnızca 2-3 masaları var. Ama olsun paket yaptırır yinede bu lezzetleri kaçıramam J)

Kesinlikle tavsiye edeceğimiz lezzetler arasında; dereotlu-peynirli poğaça, yulaflı simit (buradakinden daha güzelini yemedim.), zeytinli mini poğaça, zencefilli-cevizli kıtır, peynirli kıtır (fındık unuyla yapılıyormuş), ıspanaklı börek, acıbadem kurabiyesi, renkli bezeler, çilekli milföy ve daha neler neler J

Malzemeden çalmayan, yaptığı işin hakkını veren Nişantaşı La Vita kesinlikle tavsiyemizdir.
                                      EdDorine ve SimDorine’den Sevgiler J

14 Nisan 2015 Salı

Sevdiklerinize Kendi Ellerinizle Tatlı Bir Sürpriz Yapmak İçin Ev Yapımı Renkli Yaş Pasta


MALZEMELER (PANDİSPANYA İÇİN): 
4 ADET YUMURTA
1 SU BARDAĞI ŞEKER
1 SUBARDAĞI UN
1 PAKET VANİLYA
1 PAKET KABARTMA TOZU
3 YEMEK KAŞIĞI SIVIYAĞ
3 YEMEK KAŞIĞI KAYNAR SU
(KAKAOLU KEK İSTEYENLER İÇİN 1 PAKET KAKAO)

HAZIRLANIŞI:
KEKİMİZİ HAZIRLARKEN ÖNCELİKLE YUMURTALARIMIZIN SARI VE BEYAZLARINI AYRI KAPLARA AYIRIYORUZ.YUMURTA BEYAZINI KOYDUĞUNUZ KABIN İÇERİSİNE ŞEKERİN YARISINI EKLİYORUZ VE MİKSER İLE KARIŞTIRIYORUZ.
YUMURTA SARILARININ ÜZERİNE KALAN ŞEKERİ İLAVE EDİP YİNE MİKSER İLE ÇIRPIYOR SIVI YAĞ VE ÜZERİNE 3 KAŞIK KAYNAR SUYU EKLEDİKTEN SONRA KARIŞTIRMAYA DEVAM EDİYORUZ.
UN,VANİLYA VE KABARTMA TOZUNU EKLYEREK ÇIPRIYORUZ.DAHA SONRA YUMURTANIN BEYAZIYLA HAZIRLADIĞIMIZ MALZEYİDE EKLEYİP BU KEZ KAŞIK YARDIMIYLA YAVAŞÇA DIŞTAN İÇE DOĞRU KARIŞTIRIYORUZ.
YAĞLADIĞIMIZ TEPSİNİN İÇERİSİNE 1 TATLI KAŞIĞI UN SERPELİM.ELİMİZLE UNU İYİCE TEPSİYE YAYALIM.TEPSİDE KALAN FAZLA UNU DÖKELİM.ARDINDAN HAZIRLADIĞIMIZ HAMURU TEPSİYE DÖKÜP GÜZELCE YAYALIM.
NOT:HAMURU TEPSİYE DÖKTÜKTEN SONRA OLUŞAN HAVA KABARCIKLARINI YOK ETMEK İÇİN TEPSİNİN  ALTINI TEZGAHA YAVAŞCA VURALIM VE HAMURUN TEPSİYE EŞİT MİKTARDA YAYILMASINI SAĞLAYALIM.
ÖNCEDEN ISITILMIŞ 170 DERCELİK FIRINDA 20-25 DK.PİŞİRELİM.
İÇ MALZEMELER:
3 ADET MUZ
1 PAKET PASTA KREMASI ( BEN DR.OETKER İLE HAZIRLADIM)
1,5 SU BARDAĞI SÜT
HAZIRLANIŞI:
BİR KABA PASTA KREMASINI VE SÜTÜ KOYUP MİKSER YARDIMIYLAKREMA KIVAMINA GELENE KADAR KARIŞTIRALIM.DAHA SONRA HAZIRLADIĞIMIZ KEKİ 2 ‘YE AYIRIP ALT TABANINA PASTA KREMAMIZI GÜZELCE YAYALIM.DİLİM DİLİM KESTİĞİMİZ MUZLARI ARASINA İSTEDİĞİMİZ YOĞUNLUKTA DİZİP ÜZERLERİNE DAMLA ÇİKOLATASI SERPİŞTİRELİM.(BU TARİFİ DİLEDİĞİNİZ MEVSİM MEYVELERİYLE LEZZETLENDİREBİLİRSİNİZ.)KEKİMİZİN DİĞER YARISINI ÜSTÜNE KOYDUKTAN SONRA KALAN KREMAYLA TÜM PASTAYI KAPLAYALIM.ÜZERİNİ DİLEDİĞİNİZ GİBİ SÜSLEYEBİLİRSİNİZ.2-3 SAAT DOLAPTA BEKLETTİKTEN SONRA SERVİS İÇİN HAZIRLAYABİLİRİSİNİZ.AFİYET OLSUN…
TATLI GÜNLER DİLERİM. J
                                                                                                  SimDorine’den Sevgiler                                                              

13 Nisan 2015 Pazartesi

TAKI SEVERLER İÇİN




Hem şık,hem gösterişli hem de uygun fiyata şıklığınızı tamamlayacak takıları bulabileceğiniz bir dükkan.
Cıvıl cıvıl, rengarenk, çeşit çeşit ve en trend modelleri en uygun fiyata Nişantaşı Rumeli caddesinde bulunan VOİVOİ ACCESSORİES'den satın alabilirsiniz.
Arkadaşlarımıza önerdiğimiz gibi sizlerle de paylaşmak istedik.


Renkli ve Süslü Günleriniz Olsun… :) 
                                                       SimDorine'den Sevgiler

İLK MERHABA :)

Biri 25, diğeri 24 yıllık yaşamından sonra birbirini tanıyan, ama sanki birlikte büyümüşçesine benzer ve yakın, içlerinde hiç büyümeyen minik birer çocukla yaşayan iki kız…
2 yıl önce (2013) her sabah rutin olarak yola koyulup gittiğimiz işimizde hayat bize bu güzel dostluğu hediye etti. Her şeyin göründüğünden farklı, içinde güzellikleri barındıran başka nedenlerinin de varolduğunu öğrendik.. LeDorineBlog'da Fransızca kökenli “Tanrı’dan hediye” anlamına gelen Dorine ismini buradan aldı.
Tüm güzelliklerin paylaşarak çoğalacağına inandığımızdan, kalbimize düşen her şeyi sizlerle paylaşmak istedik ve Le Dorine Blog’u kurmaya karar verdik.
Küçük ayrıntılarda gizli mutlulukları ortaya çıkarmayı, hayal kurmayı, mutfağı, renkleri, sürprizleri, bakımlı olmayı, kahveyi, yemek ve tatlı yapmayı, market ve mağaza gezmeyi, çiçekleri, hayvanları, yaşamayı, hayatı, gülmeyi, şükretmeyi seven dünyamıza sizleri de dahil etmek istiyoruz..
Öğrenmenin, hayal kurmanın, yaratıcılığın, kurslara katılmanın, üretmenin, yaşamın güzelliklerinin farkında varmanın yaşı yoktur. Sadece istemek gerek…

Hayatın sunduğu her şey başka bir hikaye, başka bir emek, başka bir keyif… Gelin doğanın, hayatın, yaşamın bize sunduğu hediyelerle doğan mutlulukları birlikte paylaşalım. Sahip olduklarınıza şükretmek, gülümsemek, mutlu ederek mutlu olmak isterseniz siz de bu pembe dünyamıza davetlisiniz :)